29 Kasım 2011
Dün yaklaşık elli beş bin üyesi bulunan Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır adlı facebook topluluğunda çok faydalı bir tartışma gördüm. Topluluğun yöneticilerinden Hakan Yavuz, şu soruları sormuştu: 1. Okuyor musunuz? 2. Sözlük okuyor musunuz? 3. Türkçeyi günlük 250-300 kelime ile sınırlandırdığımızı biliyor musunuz? 4. Bu konuda nasıl bir çalışma yapmamız sizce uygun olur?
Bu sorulara birbirinden önemli cevaplar verilmişti. Bir internet yazışması olarak kalmaması ve konu üzerinde önemle düşünülmeye devam edilebilmesi için bu yazışmaları, aşağıda, yorumsuz sunuyorum.
Ayten Altaylı Kelimeler cümle içinde kullanılmadığı sürece unutulmaya mahkûmdur.
Hakan Çizmecioğlu Kesinlikle. Kullanılmayan kelimeler zaten ölüyorlar.
Hafıza çekmecesini açıp kapadığımız sürece kelimeleri unutmak imkân dışıdır.
Ayten Altaylı Okumak dışında hiçbir yöntem, günlük kullanılan kelime sayısının artmasını sağlamaz, diye düşünüyorum.
Kenan Arslan Okumak da, neleri okumak? Sizin bize yapacağınız en büyük iyilik, kelime hazinesi geniş olan yazarları tavsiye etmek. Güzel ve anlamlı yazanlarını biliyoruz, ama kelime hazinesi en geniş yazarımız kim acaba? Bilgilendirirseniz sevinirim.
Hakan Çizmecioğlu Şimdilik gazete de okusak yeterli demiyorum.
Gazete okuma alışkanlığımızı tekrar kazanmalıyız. Yeniçağ gazetesini, Töre Dergisi’ni de yaşatmış oluruz.
Herhalde Ziya Gökalp TÜRK dilini en zengin kullanan yazarımızdır.
Hakan Yavuz AB=Su
ABACI= Aba yapan veya satan kimse, Abadan giyecek yapan veya satan kimse,
Bedavacı, asalak
ABADİ=Kalınca ve açık saman renginde, yarı mat bir yazı kâğıdı türü
ABAT=1-) Bayındır, mamur
2-)Şen, rahat
Tuncay Altunezen Gâvurlarda kelimenin harflerini tek tek söyleme yarışmaları görüyorum. Mantığını anlamadım, kelimenin hafızada kalması için bir yol olabilir. Sözlük okuma, kitap okumadan daha fazla kelime haznemizin artmasını sağlar. Hakan Bey'in bu çalışmasını devam ettirmesinde yarar olduğu kanaatindeyim.
Mehmet Alp samimiyet Ar. ¹am³miyyet
a. (sami:miyet) 1. İçtenlik: “Hayatın kokusu ve rengi olan samimiyet sizden uçup gitmişti.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Senli benli olma durumu, samimilik: “Herhangi bir samimiyet bile mutlaka hakikat demek değildir.” -A. Ş. Hisar.
Kaynak tdk.gov.tr
Mehmet Alp Samimiyet kelimesi ilgili TDK'nın tanımı hariç tanım yapmak isteyen var mı?
Buket Piyade Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
Hakan Yavuz ACUBE=Tuhaf kimse
Hakan Yavuz ACUL=Tez canlı, içi tez, ivecen, Hızlı, çabuk
Buket Piyade İçten pazarlıklı olmayan. Güvenilir. Delisi dışında olan.
Hakan Yavuz ACUZE=Huysuz, çirkin, yaşlı kadın, cadı karı
Hakan Çizmecioğlu Tüm varlığı ile fikirlerini yaşayan/yaşamaya çalışan ve bu uğurda ölmeyi göze alabilen, fikirlerin de samimidir!
Hakan Yavuz ADALET=1-) Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
2-) Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
3-) Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme
Mehmet Alp Samimiyet:
1) Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
2) Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
3) Tüm varlığı ile fikirlerini yaşayan/yaşamaya çalışan ve bu uğurda ölmeyi göze alabilen, fikirlerinde samimidir!
ve bende diyorum ki
4) Kırılma pahasında olsa haksızlık karşısında eğilmeyen.
Hakan Çizmecioğlu Her yazar kendi hayatını yazar.
Hakan Yavuz ADAM=1-) İnsan
2-) Erkek kişi
3-) İyi yetişmiş, değerli kimse
4-) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse
5-) Birinin yararlandığı, kullandığı kimse
6-) Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı
7-) İyi huylu, güvenilir kimse
8-) (belirsizlik zamiri yerine), Herkes, kim olursa olsun
9-) Görevli kimse
10-) (isim tamlamalarında) Bir alanda derin bilgisi olan veya bir alanı benimseyen
11-) Eş, koca
Hakan Yavuz ADAP - BI=1-) Töre
2-) Yol yordam, yol yöntem
Hakan Yavuz ADAVET =1-) Düşmanlık, yağılık
Hakan Yavuz ADAY=1-) Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse
2-) Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse, namzet
Hakan Yavuz ADDETMEK=Saymak
Hakan Yavuz Âdem=1-) Dinî inançlara göre ilk yaratılan insan ve ilk peygamber
2-) İnsan, insanoğlu, adam
3-) İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan
Hakan Yavuz ADESE= 1-) Mercek
2-) Kovucuk
3-) Görüş derecesi, inceliği
Hakan Yavuz AFAKÎ=1-) Belli bir konu üzerine olmayan (konuşma), dereden tepeden
2-) Nesnel, objektif
Mehmet Kılınç 1. Sözlükler okunmaz; onlar müracaat/başvuru eserleridir ve bir kısmı güvenilir değildir. Sözlüklere bir metin okunurken, anlamı bilinmeyen veya tereddüt edilen kelimelerin anlamını öğrenmek ve o metnin doğru anlaşılmasını sağlamak için müracaat edilir.
2.Kişinin kelime hazinesi, sözlüklerle değil okumakla, konuşmakla, yazmakla gelişir. Okunacak metinlerin yazarları da o dili güzel, ustalıkla kullanan kişiler olmalıdır. Dilin inceliklerini bilmeyen, onu gelişigüzel kullanan kişilerin yazdıkları, dilin yanlış öğrenilmesine ve yanlış kullanılmasına yol açar.
3.Kişinin asil kelime hazinesi ihtiyaç duyduğu anda sözlüğe bakmadan bulup gayri ihtiyari yani düşünmesine ihtiyaç kalmadan kullanabildiği doğru kelimelerden oluşur; kişinin kullanamadığı kelimeler onun kelime hazinesine katılmamıştır, o kelimeyi tam olarak kendi mali haline getirememiş demektir.
Kişi, bazı kelimeleri işittiği/gördüğü anda hatırlar, anlamını da bilir; fakat bunlar kendisinin mülkiyetine geçmediği için kullanamaz.
Bazı kelimeleri ise işitmiş olmasına rağmen anlamını bilmez. Bunları anlamak için sözlüğe bakması gerekir. Hiç işitmediği, görmediği kelimeler onun için yabancıdır ve anlamak için mutlaka sözlüğe ihtiyaç duyar.
Eskiden liselerimizde Tahrir/Kompozisyon adi ile ayrı bir ders var idi. Bu dersten 100 üzerinden 70 alamayan öğrenci, diğer derslerinin hepsi 100 üzerinden 100 bile almış olsa sınıf geçemezdi, kalırdı. Bu baraj sonradan düşürüldü; zamanla müstakil ders olmaktan çıkarıldı ve Türk dili ve Edebiyatı dersinin bir bölümü haline getirildi; ama Türk Dili ve Edebiyatı dersinden geçer not almak (100 üzerinden en az 45) şart oldu. Bu da AKP iktidarında kaldırıldı. Artik liselerimizde öğrenciler kompozisyon yazmıyor, yazdırılmıyor.
Kitap okumak, her alanda yazılmış kitapları okumak dili kullanmamızı kolaylaştırır. Bildiğimiz, anladığımız ve kullandığımız kelime miktarı okuma, dinleme, yazma ve konuşmamızla doğrudan ilgilidir. Okursak, dinlersek belki anladığımız kelime miktarını arttırırız; ama yazmazsak, konuşmazsak, belli konularda kısa sureli de olsa konuşmazsak, konuşma yapmaz, konferanslar vermez, tartışmalara katılmazsak kelimeleri kullanıma sokamayız. Bu sebeple bilhassa ocaklar ve parti teşkilatları eskisi gibi birer eğitim merkezine dönüştürülmelidir.
Hakan Yavuz MEHMET KILINÇ: SÖZLÜKLER OKUNMALI BÖYLELİKLE KOPYALA VE YAPIŞTIR KÜLTÜRÜ ORTADAN KALKAR.
Mehmet Kılınç Sayın Yavuz, yazdığımı dikkatle, düşünerek ve anlayarak okumanızı tavsiye ederim.
Hakan Yavuz SAYIN KILINÇ: KELİME HAZİNESİ SADECE OKUDUĞUMUZ METİNLERLE ÇOĞALACAKSA, BU DA DEMEKTİR Kİ SADECE OKUDUKLARIMIZLA SINIRLI KALACAKTIR. NE KADAR OKUR VEDE YAZAR OLURSAK OLALIM OKUMADIĞIMIZ SÖZCÜĞÜ ÖĞRENEMEYECEĞİZ.
Mehmet Kılınç Evet, okuduklarımız ve anladıklarımız ve kullandıklarımızla sınırlı kalacaktır.
Hakan Yavuz 1. Sözlükler okunmaz... DİYE BAŞLADIĞINIZ YORUM OZAMAN GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRMİŞTİR.
Mehmet Kılınç Siz, o yorumu tekrar ve anlayarak okuyunuz Sayın Yavuz.
Mehmet Kılınç Bir sözlükteki kelimeleri papağan gibi ezberinize alsanız o kelimeleri öğrenmiş olmazsınız.
Pınar Pinar Mehmet Bey sözlükler yani eski dille kamuslar eskiden icabı halinde başvurulacak kaynaklardı... Hele de yabancı dil sözlükleri tamam... Ama günümüzde dilimizin neredeyse kaybolma noktasına geldiği kelime hazinemizin bu kadar daraldığı bir zamanda sözlük okumanın ve unuttuğumuz kelimeleri hatırlamanın nesi kötü ya da anlamsız? Sözlüklerden okunup hatırlana ya da öğrenilen kelimelerin zaten günlük hayatta kullanılamayacağını kim söyledi ki? Bunun yanında elbette okumak çok önemli ancak okuma sıkıntı olanlar için sözlük okumak kadar pratik bir ikinci çözüm de göremedim.
Pınar Pınar Yani çok gezen mi bilir çok okuyan mı diye münazara yapar gibi birbirimize muhalefet etmek yerine bence hepsinin zaten faydası ortada olumlu yanları görmeye çalışalım...
Taner Söylemez ben Cemil Meriç in sözlük okuduğunu hatırlıyorum, yanlış mı hatırlıyorum acaba yanlışsam düzeltin lütfen
Pınar Pınar Bütün lisans ve lisansüstü eğitimlerinde de akademisyenlerin o uzmanlık alanı ile ilgili tavsiyesi sözlük okumaktır:)
Mehmet Kılınç Denemesi biraz zahmetlidir ve zaman alıcıdır; ama bir deneyiniz. Okuma sıkıntısı olanlar sözlüklere hiç bakmazlar. Sözlükler, okuyanlar ve okuduklarını anlamak isteyenler içindir.
Pınar Pınar Çok doğru hatırlıyorsun sevgili Taner.
Pınar Pınar Mehmet Bey, ben on bini aşkın kitap okumuş evindeki kütüphanesinde otuz bin kitabı olan biriyim okumanın önemini de bilirim ne demek istediğinizi de anlıyorum. Ama okuma ve Türkçemizi konuşma sıkıntısı çekenlere bulunan pratik çözümlere itirazınızı da anlamış değilim.
Ayten Altaylı İdeal olan kitap okurken kişinin anlamını bilmediği kelimeler için sözlüğe bakmasıdır. Böylece kelimeyi cümle içinde de görmüş olacak ve anlamı kavramış olacaktır.
Mehmet Kılınç Sözlük okumakla dil öğrenmenin pratik bir çözüm olduğunu ilk defa okuyor/işitiyorum.
Taner Söylemez İngilizce derslerinde mutlaka kelime ezberlememizi isterdi hocalarımız cümle kurabilmemiz için yanlış bir uygulamamı idi acaba ..ki dil öğrenmek adına değil zenginleştirmek adına hakan beyin tavsiyesi.
Hakan Çizmecioğlu İki yöntem de doğru gibi görünüyor diyemeyeceğim
bu konuda kendi fikrimin okumaktan yana olduğunu söylemiştim.
Fakat herkesin bir yöntemi ''yoğurt yiyişi var'', saygı göstermeliyiz...
Ayten Altaylı Kelime ezberletilirdi ama cümle içinde de kullandırılırdı. Türkçede de aynı yöntem gereklidir, kelimenin anlamı cümle içinde kullanılmadığı sürece pekişmez.
Taner Söylemez Bilmediğiniz kelime ile nasıl cümle kurabilirsiniz ki? Tohumsuz tarladan hasat alınır mı?
Hakan Yavuz AYTEN HANIM ÇOK HAKLI ASLINDA İDEAL OLAN AYTEN HANIMIN BELİRTİKLERİDİR.
Ayten Altayli Önce kelimenin anlamını öğreniyorsunuz, "kelimeyi anlamını bilmeden ezberleyin" denilmiyor ki.
Taner Söylemez hatim indirmiyorduk zaten:) kelimeyi anlamıyla öğreniyorduk cümle sonrasında geliyordu.
Pınar Pinar Aslında evet, Ayten Hanım haklıdır "Okumak dışında hiçbir yöntem, günlük kullanılan kelime sayısının artmasını sağlamaz diye düşünüyorum." demekle..sözlük okumak da gereksizdir..
Mehmet Kılınç Su anda sayıca en fazla kelimenin bulunduğu sözlük Yasar Çağbayır'ın Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan Ötüken Türkçe Sözlüğünde 250000 (iki yüz elli bin)e yakın kelime var. Ezberleyelim. Kelime hazinemiz zenginleşmiş olur mu? O kelimeleri öğrenmiş olur muyuz?
Büyük yazarlarımızın- mesela Peyami Safa'nın -kullandıkları kelime sayısı ne kadardır?
Taner Söylemez Ezberlediğimizi /öğrendiğimizi cümle içinde, yazılarımızda günlük hayatında kullanmayı yasaklayan bir kural mı var?
Ayten Altaylı Sözlük okuması yararlıdır, özellikle mesleki terimler ve kelimeler sözlükleri o meslekteki kişiler tarafından okunmalı.
Sevgi Kafalı NORMAL KİTAP HATTA ROMAN OKUMAYANLARA SÖZLÜK HİÇ OKUTAMAZSINIZ..GERÇEKÇİ OLALIM LÜTFEN..İLİMDE SÖZLÜK,ANA MÜRACAAT KİTABI OLARAK KABUL EDİLİR.KİTAP OKUMAYI TEŞVİK EDECEK TEKLİFLERİ GRUPTA TARTIŞMAK DAHA FAYDALIDIR BENCE. KİTAP OKUMAYA ÜŞENEN BİRİ, SÖZLÜK OKUMAYA KALKARSA OKUMAKTAN NEFRET BİLE EDEBİLİR...
Sevgi Kafalı ÖNCE OKUMA SEVGİSİ VE ALIŞKANLIĞI GEREKİR.
Nihal Özerçetin Sevgi Hocamızın yazdığı gibi roman okumayanlara roman okutamazsınız özellikle yeni nesil için geçerli bu kitap okumuyorlar hiççç...
Nihal Özerçetin Küçük yaşta kazanılır kitap okuma alışkanlığı ilgi çekici, renkli kitaplar okuyarak çocuklara kitap okuma alışkanlığı verilebilir... Maalesef yeni nesil pc ve tv başından kalıp kitap okuyayım demiyor... Öyle olunca da kelime dağarcıkları zayıf kalıyor...
H Nurcan Yazıcı daha fazla okuma ihtiyacı yazmaya başlayınca beliriyor
H Nurcan Yazıcı bence herkes hiç olmazsa günlük yazmayla önce yazmaya başlasın
H Nurcan Yazıcı küçük yaşta okuma alışkanlığı biraz öğretmen biraz anne baba tutumuyla ilgili
Hakan Çizmecioğlu Nurcan Hocam yazarlığa hevesi olanlar için haklısınız.
Seminer vereceklere de yüksek sesle kitap okumaları tavsiye ediliyordu...
H Nurcan Yazıcı sözlük alışkanlığımız yok genelde bilmediğimiz duymadığımız yabancı kelimeleri es geçiyoruz
H Nurcan Yazıcı Ama eskiden öyle değildi. Sözlük öğrencinin çantasında dururdu
H Nurcan Yazıcı başucu kitabı başucu "sözlük" olmalı:))
Ayten Altayli Eskiden öğrenciler bir de bir de imla kılavuzu taşınırdı yanında.
Taner Söylemez Tablete geçersek ne olacak peki? Fayda/zarar adına
H Nurcan Yazıcı Bazen öyle oluyor ki sözcüklerin "doğru" anlamını yıllar sonra "yazarken" öğreniyorsunuz:))
Hakan Çizmecioğlu 9 yaşında 4. sınıfa giden bir kızım var
sözlük ve deyimler sözlüğü zorunlu
imlâ kılavuzuna geçemedik :)
Mehmet Kılınç Tabletleroy almak için kullanılan bir istismar vasıtası; kim bilir belki o da düşünmekten aciz diplomalı cahillerin artmasına zemin hazırlamak için hazırlanmış bir tuzaktır.
H Nurcan Yazıcı Mehmet Kılınç denemesi biraz zahmetlidir ve zaman alıcıdır; ama bir deneyiniz. Okuma sıkıntısı olanlar sözlüklere hiç bakmazlar. Sözlükler, okuyanlar ve okuduklarını anlamak isteyenler içindir." doğrudur... İstediğiniz kadar kelime ezberleyin kullanmadıktan veya okuduklarınızda karşınıza çıkmadıktan sonra yine unutulacaksınız.
Mehmet Kılınç Sayın Çizmecioğlu, bence o çocuğa seviyesine uygun masal, hikâye, roman okutun; daha iyi olur.
Mustafa Aslan Selâm ile... Lügat/sözlük, imlâ kılavuzu/yazım kılavuzu, okuyup yazan herkesin başucu kaynak kitapları olmalı. Dil ancak böyle korunuz. Malûm dil, canlıdır. Lügat ve imlâdan koparılırsa hastalanır. İlacı da lügat ve imlâdır. Dilin kabul etmediği bir kelimeyi, dile sokmak nerdeyse imkânsız gibidir. "Tablete geçersek ne olacak?" sorusundan da, cevap vermekten de korktum çünkü tablet insanımızı iyice tembelleştirecek ve araştırma, lügate bakma zahmetine katlanmayan, imlâ kurallarının gereksizliğine inanan yeni nesil sayesinde korkarım dilimiz ateşli bir hastalığa yakalanacak!
Mehmet Kılınç Bilmediği, anlamadığı kelimeler için de sözlüğe bakmasını öğretin; siz bilseniz de söylemeyin, kendisi bakıp öğrensin. Sonra da okuduklarını hem sözlü hem yazılı anlattırın.
Hakan Çizmecioğlu Sayın Mehmet Kılınç şu anki eğitim öğretim sisteminin zorunluluğu...
Benim değil...
Benim tavsiyem olur’du...
Mustafa Aslan Özellikle kalem erbabı kişilerin; lügatleri, imla kılavuzları, deyim ve terimler sözlüğü, yabancı terimler sözlüğü mutlaka ama mutlaka olmalıdır, diye düşünüyorum. H. Nurcan Kandaşım'ın da ifade ettikleri gibi insan yazdıkça kendini eğitmek zorunda kalıyor. Çünkü insanın kendini ifade etme ve karşıdakini anlama kapasitesi, kelime hazinesi ile düz orantılıdır. İnsan ne kadar çok kelime bilip kullanabiliyorsa o kadar kendini ifade edebiliyor ve karşısındakini o kadar anlayabiliyor. İfade eksikliği ve yanlış anlama olmayınca da veya en aza inince de kavgaların ateşleyicisi münakaşalar azalıyor dersem, yanlış olmaz değil mi?
Mehmet Yıldız Hakan Bey okullarda şuan Eğitim Öğretim değil ezbercilik var
Hilal Selçuk Günaydın Tabletle daha bir tek merkezden beyinlere kolaylıkla hükmedilecek, daha kontrollü bir nesil ortaya çıkacak.
Mustafa Aslan Özellikle öğretmen ve kalem erbabının; öğrenmekle ezberlemek arasındaki farkı bilmeleri şarttır. Ezberlenen unutulur ama öğrenilen ölünceye kadar insanın kazanımıdır.
Hakan Çizmecioğlu Mehmet Yıldız Bey haklısınız.
Tek çocuğum var, şükür diyor, devamlı ilgi gösterebiliyoruz.
Çocuklarımızla her zaman ilgilenmeli sisteme ve çevreye bırakmamalıyız...
Mehmet Kılınç Ortaokulda iken sevdiğim fakat fikren uyuşmadığım bir Türkçe öğretmenim vardı ve Batılı bir filozofun "ben bilmediğimi bildiğim için diğer insanlardan üstünüm" sözünü diline adeta pelesenk etmişti. Derse mutlaka sözlükle gelirdi ve hemen her kelimenin anlamını "Sözlük benden daha iyi bilir" deyip sözlükten okurdu. Yanımızda sözlük bulundurmamızı isterdi ama sözlük okumamızı hiç tavsiye etmemişti.
Mustafa Aslan Mehmet bey; Mevlana da; "Bilmediklerimin üzerine çıksam, başım arşa değer." der.
Mustafa Aslan Bir başka Türk mütefekkiri; "ben biliyorum diyen, hiçbir şey bilmediğini bilmiyordur." diyor.
Taner Söylemez Yunus’un Taptuğ Dergâhı’ndaki ilk virdi de “bilmiyorum” dur. İngilizce öğretmeniniz tavsiye etmiş miydi peki?
Mustafa Aslan İnsanoğlu, özellikle ilkokul öğretmenlerinin bilmedikleri çoğu şeyi, okuma yazma bilmeyen birinci sınıf çocuklarından öğrendiklerini de bilmezler! Mesela ben eğer öğrenmişsem, öğrendiklerimin çoğunu öğrencilerimden öğrenmişimdir. Ya bizzat onlardan öğrenerek şaşırmış, ya da onların merakını giderebilmek için araştırırken öğrenmişimdir nasibim kadarını...
H Nurcan Yazıcı Öğretmek için öğrenmek.
Mehmet Kılınç İngilizce öğretmenlerimiz de sözlük okumamızı tavsiye etmemişlerdi. Kaldı ki konumuz yabancı dil de değil; ana dilimiz.
Mustafa Aslan Veya "öğrenmek için öğretmeye çalışmak" ))
Taner Söylemez Sözlük okuyarak bilmediklerimizi öğrenmiyor muyuz kendi dilimizi zenginleştirmiyor muyuz? Cemil Meriç sözlük okumuştu, neden acaba dil bilmediğinden mi?
Mustafa Aslan Özetle bir dil ve dilcilik hikâyesi anlatayım. Kâşgarlı Mahmut zamanında; edebî dilin Farsça, dinî lisanın Arapça olduğu, medreselerde dayatılır ve Kâşgarlı Divân-ı Lügat-it Türk adlı meşhur Türk Klasiğini; "Türkçenin de en az Arapça ve Farsça kadar hatta onlardan daha işlek ilmî ve dinî bir dil olduğunu ispatlamak için" yazar...
Hakan Çizmecioğlu Konu ile çok ilgisi yok ama İngilizce den bahsedilince paylaşmadan geçemeyeceğim; kızımı geçen sene İngilizce kursuna verdim.
Önce diyaloglar da sürekli ''Jenny '' isimli bir karakteri okumasına ''takıldım'' itiraz ettim. Tavsiyem ''Bilge İklim'' olarak fotokopi edilerek okutulması idi. Sonra 29 Ekim de Milli bayramımızı kutlamadılar ders yaptılar ve cadılar bayramını kutladılar, kırılma noktam oldu. İngilizce kurs serüvenimiz bitti !!!
Bir misyon yüklendikleri belli ama millî değil...
Mustafa Aslan Tekrâren; lügât ve sözlükler dilin gıdasıdır diyebilirim. Ama sözlüğün okunarak bir şeye yarayacağına pek ihtimâl veremedim. Sadece anlamı merak edilen kelime arandığında müthiş bir bilinmezler anahtarı gibi geliyor bana... Sohbet arkadaşlarım ve yakinen tanışlarım benim en fazla kullandığım kitaplarımın Kur'an Meâlleri, Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca-Türkçe Lügâti ve TDK'nun Türkçe Sözlüğü olduğunu bilirler.
Cemal Emirzeoğlu Geçtiğimiz günlerde Başbuğumuzun doğum günü münasebetiyle hayatını derlediğim bir yazı yayınladım, başlarken de Başbuğ kelimesinin manasını açıkladım, 1945 den günümüze T.D.K nin bu terime yapmış olduğu açıklama her defasında değişik olmuş, 1983 yılında çete reisi diye tanımlamış.
Hakan Çizmecioğlu Yuh artık...
Hakan Çizmecioğlu Her değerli ismi etkisizleştirme operasyonu yapılıyormuş da farkında değiliz, baksanıza.
Sadece ''Ergenekon'' üzerinde çalışılıyor sanıyordum...
...
Son söz; görüldüğü gibi Türkçe üzerinde de büyük oyunlar oynanıyor. Okuyucularımın bu konuya dikkatini çekmek için böyle uzun bir yazışmayı sütunuma almamı anlayışla karşılayacağını umut ediyorum. Metni kopyalayıp yapıştırdığımda Türkçe, okuma, sözlüğe bakma konularındaki böyle seviyeli bir tartışmanın yazışmalarında da Türkçe hataları gördüğümü de söylemeden geçemeyeceğim. Türkçe konusunda konuşanların Türkçe yazma konusuna önemle dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum. Güzel Türkçe için böyle seviyeli sohbetleri özlemiştik. Ne yapılması gerektiğini de konuşmaya devam etmeliyiz...
Sözüm size, bize, hepimize...
Hakan Çizmecioğlu Kesinlikle. Kullanılmayan kelimeler zaten ölüyorlar.
Hafıza çekmecesini açıp kapadığımız sürece kelimeleri unutmak imkân dışıdır.
Ayten Altaylı Okumak dışında hiçbir yöntem, günlük kullanılan kelime sayısının artmasını sağlamaz, diye düşünüyorum.
Kenan Arslan Okumak da, neleri okumak? Sizin bize yapacağınız en büyük iyilik, kelime hazinesi geniş olan yazarları tavsiye etmek. Güzel ve anlamlı yazanlarını biliyoruz, ama kelime hazinesi en geniş yazarımız kim acaba? Bilgilendirirseniz sevinirim.
Hakan Çizmecioğlu Şimdilik gazete de okusak yeterli demiyorum.
Gazete okuma alışkanlığımızı tekrar kazanmalıyız. Yeniçağ gazetesini, Töre Dergisi’ni de yaşatmış oluruz.
Herhalde Ziya Gökalp TÜRK dilini en zengin kullanan yazarımızdır.
Hakan Yavuz AB=Su
ABACI= Aba yapan veya satan kimse, Abadan giyecek yapan veya satan kimse,
Bedavacı, asalak
ABADİ=Kalınca ve açık saman renginde, yarı mat bir yazı kâğıdı türü
ABAT=1-) Bayındır, mamur
2-)Şen, rahat
Tuncay Altunezen Gâvurlarda kelimenin harflerini tek tek söyleme yarışmaları görüyorum. Mantığını anlamadım, kelimenin hafızada kalması için bir yol olabilir. Sözlük okuma, kitap okumadan daha fazla kelime haznemizin artmasını sağlar. Hakan Bey'in bu çalışmasını devam ettirmesinde yarar olduğu kanaatindeyim.
Mehmet Alp samimiyet Ar. ¹am³miyyet
a. (sami:miyet) 1. İçtenlik: “Hayatın kokusu ve rengi olan samimiyet sizden uçup gitmişti.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Senli benli olma durumu, samimilik: “Herhangi bir samimiyet bile mutlaka hakikat demek değildir.” -A. Ş. Hisar.
Kaynak tdk.gov.tr
Mehmet Alp Samimiyet kelimesi ilgili TDK'nın tanımı hariç tanım yapmak isteyen var mı?
Buket Piyade Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
Hakan Yavuz ACUBE=Tuhaf kimse
Hakan Yavuz ACUL=Tez canlı, içi tez, ivecen, Hızlı, çabuk
Buket Piyade İçten pazarlıklı olmayan. Güvenilir. Delisi dışında olan.
Hakan Yavuz ACUZE=Huysuz, çirkin, yaşlı kadın, cadı karı
Hakan Çizmecioğlu Tüm varlığı ile fikirlerini yaşayan/yaşamaya çalışan ve bu uğurda ölmeyi göze alabilen, fikirlerin de samimidir!
Hakan Yavuz ADALET=1-) Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
2-) Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
3-) Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme
Mehmet Alp Samimiyet:
1) Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
2) Olduğu gibi görünen. Gönülden geçenleri diliyle paylaşma cesareti gösterebilen.
3) Tüm varlığı ile fikirlerini yaşayan/yaşamaya çalışan ve bu uğurda ölmeyi göze alabilen, fikirlerinde samimidir!
ve bende diyorum ki
4) Kırılma pahasında olsa haksızlık karşısında eğilmeyen.
Hakan Çizmecioğlu Her yazar kendi hayatını yazar.
Hakan Yavuz ADAM=1-) İnsan
2-) Erkek kişi
3-) İyi yetişmiş, değerli kimse
4-) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse
5-) Birinin yararlandığı, kullandığı kimse
6-) Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı
7-) İyi huylu, güvenilir kimse
8-) (belirsizlik zamiri yerine), Herkes, kim olursa olsun
9-) Görevli kimse
10-) (isim tamlamalarında) Bir alanda derin bilgisi olan veya bir alanı benimseyen
11-) Eş, koca
Hakan Yavuz ADAP - BI=1-) Töre
2-) Yol yordam, yol yöntem
Hakan Yavuz ADAVET =1-) Düşmanlık, yağılık
Hakan Yavuz ADAY=1-) Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse
2-) Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse, namzet
Hakan Yavuz ADDETMEK=Saymak
Hakan Yavuz Âdem=1-) Dinî inançlara göre ilk yaratılan insan ve ilk peygamber
2-) İnsan, insanoğlu, adam
3-) İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan
Hakan Yavuz ADESE= 1-) Mercek
2-) Kovucuk
3-) Görüş derecesi, inceliği
Hakan Yavuz AFAKÎ=1-) Belli bir konu üzerine olmayan (konuşma), dereden tepeden
2-) Nesnel, objektif
Mehmet Kılınç 1. Sözlükler okunmaz; onlar müracaat/başvuru eserleridir ve bir kısmı güvenilir değildir. Sözlüklere bir metin okunurken, anlamı bilinmeyen veya tereddüt edilen kelimelerin anlamını öğrenmek ve o metnin doğru anlaşılmasını sağlamak için müracaat edilir.
2.Kişinin kelime hazinesi, sözlüklerle değil okumakla, konuşmakla, yazmakla gelişir. Okunacak metinlerin yazarları da o dili güzel, ustalıkla kullanan kişiler olmalıdır. Dilin inceliklerini bilmeyen, onu gelişigüzel kullanan kişilerin yazdıkları, dilin yanlış öğrenilmesine ve yanlış kullanılmasına yol açar.
3.Kişinin asil kelime hazinesi ihtiyaç duyduğu anda sözlüğe bakmadan bulup gayri ihtiyari yani düşünmesine ihtiyaç kalmadan kullanabildiği doğru kelimelerden oluşur; kişinin kullanamadığı kelimeler onun kelime hazinesine katılmamıştır, o kelimeyi tam olarak kendi mali haline getirememiş demektir.
Kişi, bazı kelimeleri işittiği/gördüğü anda hatırlar, anlamını da bilir; fakat bunlar kendisinin mülkiyetine geçmediği için kullanamaz.
Bazı kelimeleri ise işitmiş olmasına rağmen anlamını bilmez. Bunları anlamak için sözlüğe bakması gerekir. Hiç işitmediği, görmediği kelimeler onun için yabancıdır ve anlamak için mutlaka sözlüğe ihtiyaç duyar.
Eskiden liselerimizde Tahrir/Kompozisyon adi ile ayrı bir ders var idi. Bu dersten 100 üzerinden 70 alamayan öğrenci, diğer derslerinin hepsi 100 üzerinden 100 bile almış olsa sınıf geçemezdi, kalırdı. Bu baraj sonradan düşürüldü; zamanla müstakil ders olmaktan çıkarıldı ve Türk dili ve Edebiyatı dersinin bir bölümü haline getirildi; ama Türk Dili ve Edebiyatı dersinden geçer not almak (100 üzerinden en az 45) şart oldu. Bu da AKP iktidarında kaldırıldı. Artik liselerimizde öğrenciler kompozisyon yazmıyor, yazdırılmıyor.
Kitap okumak, her alanda yazılmış kitapları okumak dili kullanmamızı kolaylaştırır. Bildiğimiz, anladığımız ve kullandığımız kelime miktarı okuma, dinleme, yazma ve konuşmamızla doğrudan ilgilidir. Okursak, dinlersek belki anladığımız kelime miktarını arttırırız; ama yazmazsak, konuşmazsak, belli konularda kısa sureli de olsa konuşmazsak, konuşma yapmaz, konferanslar vermez, tartışmalara katılmazsak kelimeleri kullanıma sokamayız. Bu sebeple bilhassa ocaklar ve parti teşkilatları eskisi gibi birer eğitim merkezine dönüştürülmelidir.
Hakan Yavuz MEHMET KILINÇ: SÖZLÜKLER OKUNMALI BÖYLELİKLE KOPYALA VE YAPIŞTIR KÜLTÜRÜ ORTADAN KALKAR.
Mehmet Kılınç Sayın Yavuz, yazdığımı dikkatle, düşünerek ve anlayarak okumanızı tavsiye ederim.
Hakan Yavuz SAYIN KILINÇ: KELİME HAZİNESİ SADECE OKUDUĞUMUZ METİNLERLE ÇOĞALACAKSA, BU DA DEMEKTİR Kİ SADECE OKUDUKLARIMIZLA SINIRLI KALACAKTIR. NE KADAR OKUR VEDE YAZAR OLURSAK OLALIM OKUMADIĞIMIZ SÖZCÜĞÜ ÖĞRENEMEYECEĞİZ.
Mehmet Kılınç Evet, okuduklarımız ve anladıklarımız ve kullandıklarımızla sınırlı kalacaktır.
Hakan Yavuz 1. Sözlükler okunmaz... DİYE BAŞLADIĞINIZ YORUM OZAMAN GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRMİŞTİR.
Mehmet Kılınç Siz, o yorumu tekrar ve anlayarak okuyunuz Sayın Yavuz.
Mehmet Kılınç Bir sözlükteki kelimeleri papağan gibi ezberinize alsanız o kelimeleri öğrenmiş olmazsınız.
Pınar Pinar Mehmet Bey sözlükler yani eski dille kamuslar eskiden icabı halinde başvurulacak kaynaklardı... Hele de yabancı dil sözlükleri tamam... Ama günümüzde dilimizin neredeyse kaybolma noktasına geldiği kelime hazinemizin bu kadar daraldığı bir zamanda sözlük okumanın ve unuttuğumuz kelimeleri hatırlamanın nesi kötü ya da anlamsız? Sözlüklerden okunup hatırlana ya da öğrenilen kelimelerin zaten günlük hayatta kullanılamayacağını kim söyledi ki? Bunun yanında elbette okumak çok önemli ancak okuma sıkıntı olanlar için sözlük okumak kadar pratik bir ikinci çözüm de göremedim.
Pınar Pınar Yani çok gezen mi bilir çok okuyan mı diye münazara yapar gibi birbirimize muhalefet etmek yerine bence hepsinin zaten faydası ortada olumlu yanları görmeye çalışalım...
Taner Söylemez ben Cemil Meriç in sözlük okuduğunu hatırlıyorum, yanlış mı hatırlıyorum acaba yanlışsam düzeltin lütfen
Pınar Pınar Bütün lisans ve lisansüstü eğitimlerinde de akademisyenlerin o uzmanlık alanı ile ilgili tavsiyesi sözlük okumaktır:)
Mehmet Kılınç Denemesi biraz zahmetlidir ve zaman alıcıdır; ama bir deneyiniz. Okuma sıkıntısı olanlar sözlüklere hiç bakmazlar. Sözlükler, okuyanlar ve okuduklarını anlamak isteyenler içindir.
Pınar Pınar Çok doğru hatırlıyorsun sevgili Taner.
Pınar Pınar Mehmet Bey, ben on bini aşkın kitap okumuş evindeki kütüphanesinde otuz bin kitabı olan biriyim okumanın önemini de bilirim ne demek istediğinizi de anlıyorum. Ama okuma ve Türkçemizi konuşma sıkıntısı çekenlere bulunan pratik çözümlere itirazınızı da anlamış değilim.
Ayten Altaylı İdeal olan kitap okurken kişinin anlamını bilmediği kelimeler için sözlüğe bakmasıdır. Böylece kelimeyi cümle içinde de görmüş olacak ve anlamı kavramış olacaktır.
Mehmet Kılınç Sözlük okumakla dil öğrenmenin pratik bir çözüm olduğunu ilk defa okuyor/işitiyorum.
Taner Söylemez İngilizce derslerinde mutlaka kelime ezberlememizi isterdi hocalarımız cümle kurabilmemiz için yanlış bir uygulamamı idi acaba ..ki dil öğrenmek adına değil zenginleştirmek adına hakan beyin tavsiyesi.
Hakan Çizmecioğlu İki yöntem de doğru gibi görünüyor diyemeyeceğim
bu konuda kendi fikrimin okumaktan yana olduğunu söylemiştim.
Fakat herkesin bir yöntemi ''yoğurt yiyişi var'', saygı göstermeliyiz...
Ayten Altaylı Kelime ezberletilirdi ama cümle içinde de kullandırılırdı. Türkçede de aynı yöntem gereklidir, kelimenin anlamı cümle içinde kullanılmadığı sürece pekişmez.
Taner Söylemez Bilmediğiniz kelime ile nasıl cümle kurabilirsiniz ki? Tohumsuz tarladan hasat alınır mı?
Hakan Yavuz AYTEN HANIM ÇOK HAKLI ASLINDA İDEAL OLAN AYTEN HANIMIN BELİRTİKLERİDİR.
Ayten Altayli Önce kelimenin anlamını öğreniyorsunuz, "kelimeyi anlamını bilmeden ezberleyin" denilmiyor ki.
Taner Söylemez hatim indirmiyorduk zaten:) kelimeyi anlamıyla öğreniyorduk cümle sonrasında geliyordu.
Pınar Pinar Aslında evet, Ayten Hanım haklıdır "Okumak dışında hiçbir yöntem, günlük kullanılan kelime sayısının artmasını sağlamaz diye düşünüyorum." demekle..sözlük okumak da gereksizdir..
Mehmet Kılınç Su anda sayıca en fazla kelimenin bulunduğu sözlük Yasar Çağbayır'ın Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan Ötüken Türkçe Sözlüğünde 250000 (iki yüz elli bin)e yakın kelime var. Ezberleyelim. Kelime hazinemiz zenginleşmiş olur mu? O kelimeleri öğrenmiş olur muyuz?
Büyük yazarlarımızın- mesela Peyami Safa'nın -kullandıkları kelime sayısı ne kadardır?
Taner Söylemez Ezberlediğimizi /öğrendiğimizi cümle içinde, yazılarımızda günlük hayatında kullanmayı yasaklayan bir kural mı var?
Ayten Altaylı Sözlük okuması yararlıdır, özellikle mesleki terimler ve kelimeler sözlükleri o meslekteki kişiler tarafından okunmalı.
Sevgi Kafalı NORMAL KİTAP HATTA ROMAN OKUMAYANLARA SÖZLÜK HİÇ OKUTAMAZSINIZ..GERÇEKÇİ OLALIM LÜTFEN..İLİMDE SÖZLÜK,ANA MÜRACAAT KİTABI OLARAK KABUL EDİLİR.KİTAP OKUMAYI TEŞVİK EDECEK TEKLİFLERİ GRUPTA TARTIŞMAK DAHA FAYDALIDIR BENCE. KİTAP OKUMAYA ÜŞENEN BİRİ, SÖZLÜK OKUMAYA KALKARSA OKUMAKTAN NEFRET BİLE EDEBİLİR...
Sevgi Kafalı ÖNCE OKUMA SEVGİSİ VE ALIŞKANLIĞI GEREKİR.
Nihal Özerçetin Sevgi Hocamızın yazdığı gibi roman okumayanlara roman okutamazsınız özellikle yeni nesil için geçerli bu kitap okumuyorlar hiççç...
Nihal Özerçetin Küçük yaşta kazanılır kitap okuma alışkanlığı ilgi çekici, renkli kitaplar okuyarak çocuklara kitap okuma alışkanlığı verilebilir... Maalesef yeni nesil pc ve tv başından kalıp kitap okuyayım demiyor... Öyle olunca da kelime dağarcıkları zayıf kalıyor...
H Nurcan Yazıcı daha fazla okuma ihtiyacı yazmaya başlayınca beliriyor
H Nurcan Yazıcı bence herkes hiç olmazsa günlük yazmayla önce yazmaya başlasın
H Nurcan Yazıcı küçük yaşta okuma alışkanlığı biraz öğretmen biraz anne baba tutumuyla ilgili
Hakan Çizmecioğlu Nurcan Hocam yazarlığa hevesi olanlar için haklısınız.
Seminer vereceklere de yüksek sesle kitap okumaları tavsiye ediliyordu...
H Nurcan Yazıcı sözlük alışkanlığımız yok genelde bilmediğimiz duymadığımız yabancı kelimeleri es geçiyoruz
H Nurcan Yazıcı Ama eskiden öyle değildi. Sözlük öğrencinin çantasında dururdu
H Nurcan Yazıcı başucu kitabı başucu "sözlük" olmalı:))
Ayten Altayli Eskiden öğrenciler bir de bir de imla kılavuzu taşınırdı yanında.
Taner Söylemez Tablete geçersek ne olacak peki? Fayda/zarar adına
H Nurcan Yazıcı Bazen öyle oluyor ki sözcüklerin "doğru" anlamını yıllar sonra "yazarken" öğreniyorsunuz:))
Hakan Çizmecioğlu 9 yaşında 4. sınıfa giden bir kızım var
sözlük ve deyimler sözlüğü zorunlu
imlâ kılavuzuna geçemedik :)
Mehmet Kılınç Tabletleroy almak için kullanılan bir istismar vasıtası; kim bilir belki o da düşünmekten aciz diplomalı cahillerin artmasına zemin hazırlamak için hazırlanmış bir tuzaktır.
H Nurcan Yazıcı Mehmet Kılınç denemesi biraz zahmetlidir ve zaman alıcıdır; ama bir deneyiniz. Okuma sıkıntısı olanlar sözlüklere hiç bakmazlar. Sözlükler, okuyanlar ve okuduklarını anlamak isteyenler içindir." doğrudur... İstediğiniz kadar kelime ezberleyin kullanmadıktan veya okuduklarınızda karşınıza çıkmadıktan sonra yine unutulacaksınız.
Mehmet Kılınç Sayın Çizmecioğlu, bence o çocuğa seviyesine uygun masal, hikâye, roman okutun; daha iyi olur.
Mustafa Aslan Selâm ile... Lügat/sözlük, imlâ kılavuzu/yazım kılavuzu, okuyup yazan herkesin başucu kaynak kitapları olmalı. Dil ancak böyle korunuz. Malûm dil, canlıdır. Lügat ve imlâdan koparılırsa hastalanır. İlacı da lügat ve imlâdır. Dilin kabul etmediği bir kelimeyi, dile sokmak nerdeyse imkânsız gibidir. "Tablete geçersek ne olacak?" sorusundan da, cevap vermekten de korktum çünkü tablet insanımızı iyice tembelleştirecek ve araştırma, lügate bakma zahmetine katlanmayan, imlâ kurallarının gereksizliğine inanan yeni nesil sayesinde korkarım dilimiz ateşli bir hastalığa yakalanacak!
Mehmet Kılınç Bilmediği, anlamadığı kelimeler için de sözlüğe bakmasını öğretin; siz bilseniz de söylemeyin, kendisi bakıp öğrensin. Sonra da okuduklarını hem sözlü hem yazılı anlattırın.
Hakan Çizmecioğlu Sayın Mehmet Kılınç şu anki eğitim öğretim sisteminin zorunluluğu...
Benim değil...
Benim tavsiyem olur’du...
Mustafa Aslan Özellikle kalem erbabı kişilerin; lügatleri, imla kılavuzları, deyim ve terimler sözlüğü, yabancı terimler sözlüğü mutlaka ama mutlaka olmalıdır, diye düşünüyorum. H. Nurcan Kandaşım'ın da ifade ettikleri gibi insan yazdıkça kendini eğitmek zorunda kalıyor. Çünkü insanın kendini ifade etme ve karşıdakini anlama kapasitesi, kelime hazinesi ile düz orantılıdır. İnsan ne kadar çok kelime bilip kullanabiliyorsa o kadar kendini ifade edebiliyor ve karşısındakini o kadar anlayabiliyor. İfade eksikliği ve yanlış anlama olmayınca da veya en aza inince de kavgaların ateşleyicisi münakaşalar azalıyor dersem, yanlış olmaz değil mi?
Mehmet Yıldız Hakan Bey okullarda şuan Eğitim Öğretim değil ezbercilik var
Hilal Selçuk Günaydın Tabletle daha bir tek merkezden beyinlere kolaylıkla hükmedilecek, daha kontrollü bir nesil ortaya çıkacak.
Mustafa Aslan Özellikle öğretmen ve kalem erbabının; öğrenmekle ezberlemek arasındaki farkı bilmeleri şarttır. Ezberlenen unutulur ama öğrenilen ölünceye kadar insanın kazanımıdır.
Hakan Çizmecioğlu Mehmet Yıldız Bey haklısınız.
Tek çocuğum var, şükür diyor, devamlı ilgi gösterebiliyoruz.
Çocuklarımızla her zaman ilgilenmeli sisteme ve çevreye bırakmamalıyız...
Mehmet Kılınç Ortaokulda iken sevdiğim fakat fikren uyuşmadığım bir Türkçe öğretmenim vardı ve Batılı bir filozofun "ben bilmediğimi bildiğim için diğer insanlardan üstünüm" sözünü diline adeta pelesenk etmişti. Derse mutlaka sözlükle gelirdi ve hemen her kelimenin anlamını "Sözlük benden daha iyi bilir" deyip sözlükten okurdu. Yanımızda sözlük bulundurmamızı isterdi ama sözlük okumamızı hiç tavsiye etmemişti.
Mustafa Aslan Mehmet bey; Mevlana da; "Bilmediklerimin üzerine çıksam, başım arşa değer." der.
Mustafa Aslan Bir başka Türk mütefekkiri; "ben biliyorum diyen, hiçbir şey bilmediğini bilmiyordur." diyor.
Taner Söylemez Yunus’un Taptuğ Dergâhı’ndaki ilk virdi de “bilmiyorum” dur. İngilizce öğretmeniniz tavsiye etmiş miydi peki?
Mustafa Aslan İnsanoğlu, özellikle ilkokul öğretmenlerinin bilmedikleri çoğu şeyi, okuma yazma bilmeyen birinci sınıf çocuklarından öğrendiklerini de bilmezler! Mesela ben eğer öğrenmişsem, öğrendiklerimin çoğunu öğrencilerimden öğrenmişimdir. Ya bizzat onlardan öğrenerek şaşırmış, ya da onların merakını giderebilmek için araştırırken öğrenmişimdir nasibim kadarını...
H Nurcan Yazıcı Öğretmek için öğrenmek.
Mehmet Kılınç İngilizce öğretmenlerimiz de sözlük okumamızı tavsiye etmemişlerdi. Kaldı ki konumuz yabancı dil de değil; ana dilimiz.
Mustafa Aslan Veya "öğrenmek için öğretmeye çalışmak" ))
Taner Söylemez Sözlük okuyarak bilmediklerimizi öğrenmiyor muyuz kendi dilimizi zenginleştirmiyor muyuz? Cemil Meriç sözlük okumuştu, neden acaba dil bilmediğinden mi?
Mustafa Aslan Özetle bir dil ve dilcilik hikâyesi anlatayım. Kâşgarlı Mahmut zamanında; edebî dilin Farsça, dinî lisanın Arapça olduğu, medreselerde dayatılır ve Kâşgarlı Divân-ı Lügat-it Türk adlı meşhur Türk Klasiğini; "Türkçenin de en az Arapça ve Farsça kadar hatta onlardan daha işlek ilmî ve dinî bir dil olduğunu ispatlamak için" yazar...
Hakan Çizmecioğlu Konu ile çok ilgisi yok ama İngilizce den bahsedilince paylaşmadan geçemeyeceğim; kızımı geçen sene İngilizce kursuna verdim.
Önce diyaloglar da sürekli ''Jenny '' isimli bir karakteri okumasına ''takıldım'' itiraz ettim. Tavsiyem ''Bilge İklim'' olarak fotokopi edilerek okutulması idi. Sonra 29 Ekim de Milli bayramımızı kutlamadılar ders yaptılar ve cadılar bayramını kutladılar, kırılma noktam oldu. İngilizce kurs serüvenimiz bitti !!!
Bir misyon yüklendikleri belli ama millî değil...
Mustafa Aslan Tekrâren; lügât ve sözlükler dilin gıdasıdır diyebilirim. Ama sözlüğün okunarak bir şeye yarayacağına pek ihtimâl veremedim. Sadece anlamı merak edilen kelime arandığında müthiş bir bilinmezler anahtarı gibi geliyor bana... Sohbet arkadaşlarım ve yakinen tanışlarım benim en fazla kullandığım kitaplarımın Kur'an Meâlleri, Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca-Türkçe Lügâti ve TDK'nun Türkçe Sözlüğü olduğunu bilirler.
Cemal Emirzeoğlu Geçtiğimiz günlerde Başbuğumuzun doğum günü münasebetiyle hayatını derlediğim bir yazı yayınladım, başlarken de Başbuğ kelimesinin manasını açıkladım, 1945 den günümüze T.D.K nin bu terime yapmış olduğu açıklama her defasında değişik olmuş, 1983 yılında çete reisi diye tanımlamış.
Hakan Çizmecioğlu Yuh artık...
Hakan Çizmecioğlu Her değerli ismi etkisizleştirme operasyonu yapılıyormuş da farkında değiliz, baksanıza.
Sadece ''Ergenekon'' üzerinde çalışılıyor sanıyordum...
...
Son söz; görüldüğü gibi Türkçe üzerinde de büyük oyunlar oynanıyor. Okuyucularımın bu konuya dikkatini çekmek için böyle uzun bir yazışmayı sütunuma almamı anlayışla karşılayacağını umut ediyorum. Metni kopyalayıp yapıştırdığımda Türkçe, okuma, sözlüğe bakma konularındaki böyle seviyeli bir tartışmanın yazışmalarında da Türkçe hataları gördüğümü de söylemeden geçemeyeceğim. Türkçe konusunda konuşanların Türkçe yazma konusuna önemle dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum. Güzel Türkçe için böyle seviyeli sohbetleri özlemiştik. Ne yapılması gerektiğini de konuşmaya devam etmeliyiz...
Sözüm size, bize, hepimize...